Obsesif-Kompulsif Bozukluk
Obsesif Kompulsif Bozukluk:
Obsesyonlar; birey istemeden aklına gelen, bireyi zorlayan ve bireyde endişe yaratan düşüncelerdir.
Kompulsiyonlar; tekrarlayıcı, zorunlu ritüeller için kullanılan bir terimdir. Obsesyonlar ve /veya kompulsiyonlarla seyreden klinik tablonun ismi obsesif kompulsif bozukluktur.
Çocuklarda obsesyonlar daha çok bir yakınını kaybetme korkusu şeklinde kendini gösterir. Bunun dışında kirlenmekten, mikrop kapmaktan korkma, bir hastalık taşıma endişesi, başkalarına zarar verme endişesi, yaptığı şeyden kuşkuya düşme endişesi, yanlış yapma endişesi (vicdani sorunlar), cinsel korkular, dini olarak kutsal sayılan konularda uygunsuz düşüncenin aklına gelmesinin yarattığı günah işleme endişesi, sık görülen obsesyonlardır.
Obsesyonları nötralize etmek için yaptığı zorunlu eylemler de kompulsiyonlardır. Bu durduramadığı eylemler sıklıkla sözlü onay alma, tekrar etme, kontrol etme ve ettirme, düzenleme, istifleme/biriktirme şeklindedir.Küçük yaş çocuklarda bazen obsesyonlar tanımlanamaz ve daha çok kompulsiyonlar söz konusudur. Örneğin sık el yıkama, oyuncakları belli sıra ile dizme, bu sıra ve düzen bozulduğunda aşırı huzursuz olma, evdeki çöpün bile atılmasından rahatsız olma vs. Bazen kompulsiyonlar kaçınma davranışı şeklindedir. Örneğin çocuğun kendi tuvalet temizliğini yapamaması, bundan iğrenmesi, okulda tuvalete gidememesi, kapı kollarını tutamaması. Sıklıkla çocuklar yaşadıkları endişeler sebebi ile ebeveyni ritüellerine iştirak ettirip onlardan onay beklerler. Yaptığı ödevin doğru olup olmadığını defalarca sorma, herhangi bir hastalığa yakalanıp yakalanmadığını sorma, aklından geçen uygunsuz, cinsel bir düşüncenin gerçekte olup olmadığını sorma, dini olarak kutsal sayılan konularda içinden geçenin günah olup olmadığını sorma, törensel davranışlar, bu çocuklarda sık görülen özelliklerdir.
Çocuklar ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Ne Sıklıkta Görülür?
OKB, %1-2 oranında görülmektedir. Erkeklerde kızlardan daha sıktır.
OKB Çocuklarda En Sık Hangi Yaşta Başlar?
Başlangıç yaşı sıklıkla 9-10 yaştır. Ancak 6-12 yaş arası herhangi bir yaşta da görülebilir.
OKB Tanısı Alan Çocuklarda Başka Psikiyatrik Sorunlar da Görülür mü?
Bu çocukların çoğunluğunda, en az başka bir psikiyatrik bozukluk eşlik etmektedir. OKB en sık tik, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, depresyon, kaygı bozuklukları ile bir aradadır.
Çocuk ve Ergenlerde Tanı Nasıl Konulur?
Tanı, çocuk ve aileden edinilen bilgilerle konulur. Önemli olan bu çocukların bu belirtiler sebebi ile kaybettikleri zamanın süresi, yaşadıkları endişenin şiddeti ve bunun hayatları üzerindeki etkisidir.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun Sebebi Nedir?
Çeşitli araştırmalar beyindeki bazı yapısal farklılıklardan -özellikle Cingulate kortekste, Bazal ganglia ve Talamustakilerden- bahsetmektedir. Ayrıca beyinde çeşitli nörotransmiter (Glutamate, DA ve 5HT içeren nöronlar) sistemlerinin bu belirtilerde rolü olduğu bilinmektedir. Genetik faktörler çok önem taşımaktadır. Ek olarak çevresel faktörlerin de önemli olduğu bilinmektedir.
Ebeveynin Bu Konuda Rolü Var mı?
Bu çocuklarda belirtiler baştan sinsice vardır, ebeveynler de bu çocukların takıntılarına iştirak ederler. Örneğin, tuvalet temizliğini yapmaları, kapıya dokunamıyorsa dokunmaları, bazen yardım amaçlı ve çocuğun kaygısını azaltmak için yapılan bu eylemler zamanla takıntıları pekiştirir.
Çocuk ve Ergenlerde Görülen OKB Tam İyileşir mi?
Çocuklukta başlayan OKB’ nin hemen hemen yarısı yetişkinlikte de devam eder. Geri kalanlarda genelde tam iyileşme veya çok hafif belirtiler arada bir görülür.
Çocuk ve Ergende Görülen OKB’ nin Tedavisi Nasıldır?
Belirtiler hafif ise ve hasta psikoterapiye hevesli ise Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ilk tercihtir. Bu genelde 12-14 seans süren, her hafta görüşmelerin olması gereken bir uygulamadır. Belirtiler şiddetli ise veya aile /çocuk psikoterapiye hazır değilse, ilaç tedavisi uygulanır. Genelde ilaç ve psikoterapinin birlikte kullanıldığı olgularda sonuçlar daha iyidir.
İlaç seçimi çocuk ve ergenlerde “serotonerjik geri alım inhibitörü” grubudur. Bu grup genelde birinci seçenektir. Tedaviye iyi yanıt vermeyen vakalarda birden fazla ilaç kullanımı gerekebilir.
Akılda tutulması gereken konu, bu alanda ilaç tedavisini çok erken bırakmamak gerekir, bu durum çocuk ve ergen psikiyatrları denetiminde olmalıdır.