İyileşme bulguları var
Geçtiğimiz günlerde otizmle uğraşam bilim adamları ve aileleri heyecanlandıran bir araştırma heyecan yarattı. “Journal of Child Psychology and Psychiatry’de yayınlanan araştırma bir grup otizm tanısı alan hastanın ileriki yıllarda normalleştiğini ortaya koyuyordu. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Prof.Dr. Nahit Motavallı konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı:
Journal of Child Psychology and Psychiatry’de yayınlanan “iyileşen otistik” bireylerle ilgili araştırma bize neyi gösterdi?
– Bu çalışma ABD’de Connecticut Üniversitesi’nden Profesör Deborah Fein ve ekibi tarafından gerçekleştirildi. Bu ekip 2005’den beri iyileşen otistik olgularıyla ilgili çeşitli araştırmalar sunuyor. Bu son çalışmada da 34 olguyu değerlendirildi. Bunlar çocukluk çağında otizm tanısı almış ancak sonradan otistik özelliklerini kaybederek gerek dil gelişimi gerekse sosyalleşme açısından normal bireylerden farklı kalmamış olgularla ilgili. Bu ve benzeri araştırmaların en önemli yönü gidişin iyi olmadığı bilinen bir bozuklukta belli bir grubun otizm dışına çıkma ihtimalini gündeme getirmesi.
Hastaların hangi davranışları üzerinde değişiklik saptandı?
– Otizmin temel belirtileri sosyal beceri eksikliği ve iletişimsel becerilerle tekrarlayıcı davranışlar. Bu bireylerde otistik özelliklerin hepsinde gerileme ve normal gelişen bireylere benzer sosyal-iletişimsel beceriler tespit edilmiş.
– Psikiyatrinin diğer alanlarında olduğu gibi klinik muayene, kişinin kendi ve ailesinden alınan bilgi ve standart otizm değerlendirme ölçekleri kullanarak tespit edildi.
Otizm geniş bir yelpaze. Söz konusu hastalar ağır otizm vakaları mıydı?
– Zeka geriliğinin eşlik etmediği, ancak başlangıçta bütün otistik özellikleri gösteren olgulardı.
Araştırmanın sonuçları konuyla ilgilenen siz bilim adamlarını şaşırttı mı?
– Bazı meslektaşlar için sürpriz olabilir. Ancak uzun yıllar bu olguları takip eden uzmanlar için bu şaşırtıcı değil. Daha önce Profesör Zappella 1999 yılında “iyileşen otistik” olgular bildirdi. Ayrıca Deborah Fein ve ekibi de 2005 yılından beri bu konuda bilimsel yayınlar yayınlıyor. Şu an tarafımızdan takip edilen ve daha önce çeşitli uluslararası toplantılarda (2010 yılında Çin’deki IACAPAP-Uluslararası Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Kongresi- ve daha sonra 2012 Temmuz’da Paris’teki IACAPAP toplantısı) sunduğum otizm belirtilerinden kurtulmuş belli bir grubumuz var. Erken tanı ve erken yoğun eğitim olanaklarıyla daha fazla sayıda bireyin otizm belirtileri kayboluyor. Sosyal-iletişimsel becerileri normal gelişen bireyler gibi oluyor.
“İyileşen otistik” grup tedavi gören hastalar mıydı?
– Evet bugüne dek yayınlan bütün çalışmalarda sıklıkla erken yaşta tanı konulan ve eğitsel programa başlayan olguların kurtulduğunu biliyoruz.
Bu ve benzeri araştırmalar neyi gösteriyor?
– 1970’lerde otizm tanısı alanların yüzde 1.5’inin kurtulduğu biliniyordu. Son yıllardaki çalışmalar çok ciddi umut ışığı yaktı. Bazı çalışmalar 2 yaşta tanı alanların yüzde 18-37’unun 4 yaşına geldiğinde artık otizm tanısı almadığını gösteriyor. Kısacası erken tanı ve erken eğitsel tedaviyle çocuğun yapısı müsaitse sonuç yüz güldürücü olabiliyor.
Otizmde düzelmenin belirleyicileri nelerdir?
Otizmin tedavisinde en etkili yöntemler neler?
– Açıklıkla söyleyebilirim ki erken eğitsel tedavi (davranışçı teknikler ve sosyal beceri programı) etkinliği bilimsel olarak kanıtlandı. Ancak hiperbarik oksijen tedavisi, diyet, ağır metalden arındırma, nörofeedback gibi yöntemlerin otizmde etkinliğine dair hiçbir kanıt yok. Bu yöntemler sadece aileye zaman ve maddi olanaklar kaybettiriyor.